Bu yazımızda çalışanlar için RPA derken neyi kastediyoruz bu konuya değiniyor olacağız. Günümüzde RPA (Robotik Süreç Otomasyonu)’nun iş alanına hızla girişiyle birlikte konuda çalışanların endişeleri de dile getirilmeye başlandı. Temelde iki tartışma RPA’ya geçiş sürecinin ek bir iş yükü oluşturacağı ve RPA teknolojisinin gelişiyle istihdam gereksinimlerinde azalma olacağı için insanların işten çıkarılacağı şeklinde.
İlk tartışma aslında konuyla henüz tanışmadığımız için sürecin teknoloji ile ilgili olmasından kaynaklanan korkumuz ya da ön yargımızla ilişkili. RPA hakkında basit bir giriş bilgisine sahip olsak bile bu konudaki endişelerimizden kurtulabileceğiz. Buna yönelik olarak Kronnika Akademi’de ilk tasarladığımız eğitim de RPA Giriş eğitimi oldu.
Birinci yazımızdan sonraki bu yazının da merkezindeki tartışma ise RPA’nın iş alanında yaygın kullanımının başlaması ile insanların işlerini kaybedeceği tartışması. Öncelikle mesleklerin eskiden bizim şu anda bildiğimiz haliyle icra edilmediği gerçeğini fark etmek gerekir. Örneğin belli süreler öncesinde bir muhasebeciden beklenen iş yükü ile gelişen toplumun ve hızlı bilgi alışverişinin mümkün olduğu çağımızda beklenenler elbette aynı değil. Muhasebeciler dünyada robotik süreç otomasyonu kullanmaya çok önceden başladılar ancak işlerini kaybetmediler. Ya da eskiden onlara yardımcı olan kadrolarındaki personelleri yeni çağın gerektirdiği beceri setlerini edindiler ve yine yardım ediyorlar ancak kullandıkları araçlar değişti. Hala sekreterler var ancak 10 parmak yazma becerilerini kullanacakları daktilolar yok. Yeni teknolojilerin süreçlere dahil olması ve Covid 19’a bağlı sosyal dönüşümler, 21. Yy beceri setlerinin hızla iş alanlarında aranan özellikler olmasına neden oldular.
İşgücü ihtiyaçları ve mesleklerden beklentiler sürekli dönüşüm içinde!
Benzer şekilde, Dünya Ekonomik Forumu 2020 İşlerin Geleceği Raporu’na göre teknolojiyle firmaların tanışması ve değişimler nedeniyle işgücünün dönüşüm gösterdiği bir gerçek. Ancak küçültülen olarak adlandırılan iş alanları ya da departman personel sayıları kadar, yeni beceriler gerektiren yeni işlerin oluştuğu da rapora dahil edilmiş. Bu açıdan bakıldığında, rapordan alıntı aşağıdaki tabloda da görüleceği gibi, 2025’e kadar iş gücündeki dönüşümde artı eksi dengesi toplam yüzde 58.2lik bir istihdam azalmasına işaret ediyor. Ama aynı zamanda da mevcut işgücünün toplam yüzde 66,9’luk bir artış göstermesi konusunu da ortaya koyuyor.
Yine aynı raporda özellikle kariyer yolculuklarının daha başındaki genç çalışanların iş süreçlerindeki geçiş açısından nasıl etkilendikleri aşağıdaki tabloda gösteriliyor. Buna göre, konunun sadece RPA’nın ya da teknolojinin entegrasyonunun insanlara işlerini değiştirmek zorunda bıraktığı şeklinde anlaşılmaması gerekiyor.
Hiçbirimiz iş hayatında “3 kişinin normalde yapması gereken kadar işi tek başıma yapıyorum,” “fazla mesai kavramıyla değil mesai mefhumu olmadan çalışıyoruz,” “ne iş olursa sorumluluklarıma ekleniyor,” “bu standart kağıt işlerinden asıl işlerime vakit bulamıyorum,” “kayıt ve evrak işleri arasında boğuluyor,” gibi yakınmaların yabancısı değiliz. Tam da burada RPA’dan destek almanın mantığı ortaya çıkıyor esasen.
Düzenli aralıklarla ya da dönemsel yoğunluğa bağlı olarak tekrarlanan pek çok iş sürecimiz bazen neredeyse elimizi kolumuzu bağlıyor ve asıl odaklarımıza vaktimizin olmadığı durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu süreçte bizi güçlü ve insan yapan en önemli özelliklerimizi, sosyal becerilerimizi kullanabilen robotlar zaten yok henüz. Peki robotlara yaptırabileceğimiz ve insan olmayı gerektirmeyen görevlerde RPA desteği alsak, o zaman aslında sosyal becerilerimizle çok daha proaktif çalışarak, yenilikleri araştırmaya, adaptasyona, profesyonel gelişmeye, zamanın doğru yönetimine vakit ayırarak daha yüksek katma değerler üretemez miyiz? Hepimizin bir yerde “bununla kaybettiğim vakitlerde aslında şu farklı işi/görevi/çalışmayı tamamlayabilirdim” dediğimiz anlar oluyordur. O vakitleri en baştan kaybettirmeyen bir sistem aslında RPA. Yani çalışanların yerini almayı amaçlayan değil çalışanlar için RPA teknolojisini dahil ederek, bunu kullanmalarını ve zaman kazanmalarını amaçlayan bir yapı.
Robotik Süreç Otomasyonu’na yönelik istihdam fırsatları:
Bunun yanı sıra, RPA ile tanışan, çalışmaya başlayan ve bundan faydalanan iş dünyası içerisinde oldukça ciddi bir de istihdam alanı oluşturuyor. Hangi süreçlerin otomatikleştirileceğini analiz eden Süreç Analistliği, Süreçlerin robotlar tarafından gerçekleştirilecek şekilde tasarımını ve geliştirmesini yapan RPA geliştiriciliği, mevcutta RPA kullanan şirket ya da kurumlarda kullanılan dijital iş gücünün yönetilmesi, RPA alanında geliştirici ve analist olmak isteyen insanlara eğitim vermek üzere eğitmenlikler, yeni bir sektör ya da varolan bir sektörde kurum ya da şirkete özel süreçlerin keşfini mümkün kılacak süreç madenciliği gibi kavramlar şu anda pek çok kariyer sitesinde aranan pozisyonlara dönüştüler bile. Yıllarca icra ettiği mesleği yerine LinkedIn profillerinde RPA ile ilişkili meslekleri kullanılmaya başlaması, bu alanda fırsatların inandırıcılığının da en güzel göstergesi.
2 yıl içerisinde toplam 250 Bin RPA Geliştirici ve Analist yetiştirmeyi planlıyoruz!
RPA alanında istihdam desteği sağlamak için pek çok üniversite, ticaret odası, belediye ve vakıfla görüşmeler halinde olan Kronnika Akademi, Türkiye’nin Dijital Dönüşümünü destekliyor. Bu noktada Aralık 2020 itibariyle start verilen Kronnika Akademi, önümüzdeki 2 yıl içerisinde toplam 250 Bin RPA Geliştirici ve Analist yetiştirmek hedefini esas almıştır. İlk etapta canlı uzaktan eğitim ile şirket, öğrenci ve çalışan gruplarına RPA konusunda eğitimler ve kariyer fırsatları oluşturmak amaçlanıyor. Çalışanlar için rpa teknolojisini dahil eden, öğrencilere RPA alanında bir kariyer sunan ve kurumlara RPA farkındalığı yaratan, online olarak belli bir süre ücretsiz olacak eğitimlere ön kayıtlar başladı bile!